Türkiye’de döviz krizi riski var mı?
Türkiye’de enflasyon için kritik bir parametre olan dolar kuru, TCMB’nin döviz satışları, bazı ülkelerle takas işlemleri, ihracatçılara yönelik yükümlülükler ve Döviz Korumalı Mevduat ile Ağustos ayından bu yana 18 Türk Lirası (TL) bandında yatay seyrediyor. (KKM). Son bir ayda ise 18.60-18.70 seviyelerinde demirledi.
Hükümet dolar kurunu korumaya çalışırken, ihracatçılar dış ticarette avantaj elde etmek için dolar kurunun 20 TL’nin üzerine çıkması gerektiği görüşünde. Seçimlerin ardından kurlarda sert bir artış bekleniyor. Uzmanlara göre döviz kuru yapay bir şekilde sabit tutulursa Türkiye’de kur krizi riski doğabilir.
Seçimler belirleyici olacak
Ekim ayı sonunda açıklanan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ndaki bilgilere göre dolar/TL’nin 2023 yılını 21,51 lira seviyesinde tamamlaması bekleniyor. Programa göre vatandaşların ve firmaların dövize yönelmesinin önüne geçmek için geliştirilen KKM, 2023 yılında da devam edecek ve bu sistem için 25 milyar TL kaynak ayrıldı. Ancak birçok uluslararası kuruluş ve ekonomiste göre dolar kuru 2023’te çok daha yüksek seviyeleri görebilir.
Örneğin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 2023 yılı için Türkiye’de dolar kurunun seviyesini 3 farklı senaryoya göre değerlendirirken, Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ancak AKP’nin meclis çoğunluğunu kaybetmesi halinde dolar kuru 23,2 TL olacak. 2023 ve 2024’te 24,6 TL. TL’nin 2025’te 24,5 TL seviyesine ulaşacağı öngörülmüştür.
Fitch, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi ve AKP’nin meclis çoğunluğunu kazanması durumunda doların 2023’te 28 TL, 2024’te 39,9 TL ve 2025’te 39,7 TL’ye ulaşacağını tahmin ediyor. Döviz kurunun 2023’te 24,2 lira olacağını tahmin ediyor. 2024’te 22,5 lira, 2025’te 18,2 lira.
“Hala hesapların yüzde 50’den fazlası döviz cinsinden”
DW Türkçe’ye konuşan ekonomi yazarı Barış Soydan, hükümetin TL’yi döviz karşısında teşvik etmek için attığı adımlarla birlikte Aralık 2021’de 240 milyar dolar olan Türkiye’deki toplam döviz hesaplarının 200 milyar doların altına düştüğünü belirtiyor. önceki hafta. Buna rağmen Soydan, vatandaşların banka mevduatlarının yüzde 50’den fazlasının döviz hesaplarından oluştuğunu belirtiyor.
TCMB rezervlerinden satılan yaklaşık 100 milyar doların ardından ihracatçı ve turizmcilerin döviz gelirlerinin yüzde 40’ını TCMB’ye satmak zorunda kaldıklarına dikkat çeken ve şöyle devam ediyor:
“Bu normal bir uygulama değil. Hatta ben buna mali olağanüstü hal diyorum. Bu uygulamanın olağanüstü olduğunu nereden çıkardım, çünkü başka ülkelerde yok. Sadece savaş sonrası Rusya bu adımı attı. Yani, Bugün Türkiye’de ancak savaş şartlarında yapılabilecek bir uygulama var.”
Bu olağanüstü uygulamalar sayesinde TCMB rezervlerinin tükenmesinin önüne geçildiğini sözlerine ekleyen Soydan, “Ancak Rusya, Katar ve Suudi Arabistan’dan gelen paralarla rezervlerin yükselmeye bile başladığını söyleyebiliriz.”
“Tedbirler uzarsa kur krizi olabilir”
Söz konusu para girişleri ile dolar kurunun seçime kadar mevcut seviyelerde tutulabileceğini kaydeden Soydan’a göre, bu tedbirlerin orta vadede devam etmesi Türkiye ekonomisinde çok önemli sorunlara neden olabilir.
Seçim sonrası dolar kurunda sert yükseliş ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Soydan, “Kademeli olarak artan cari açık varken bu sistem çok fazla sürdürülemez. Türkiye’nin ihracat büyümesi yüzde 1’lere geriledi. ihracat artışı ise yüzde 30’lara çıktı. Böyle devam ederse Türkiye duvara toslar. Kur krizi çıkar” diyor.
Soydan, son akademik araştırmalara göre dolar kurundaki her yüzde 100’lük artışın enflasyon üzerinde yüzde 50’lik çok önemli bir etkisinin olacağının ortaya çıktığına da dikkat çekiyor.
Faizler düştü dolar düşmedi
TCMB, 24 Kasım’da politika faizini 150 baz puan daha indirerek yüzde 9’a indirdi. Böylece TCMB’nin politika faizi 2 yıllık aradan sonra yeniden tek haneye indi. Geçen yıl Eylül-Aralık döneminde 500 baz puan faiz indirimine giden Merkez Bankası, bu yıl Ağustos-Kasım döneminde yeniden 500 baz puan indirime imza atarak “indirim döngüsünü sonlandırdığını” ilan etti.
Aradan geçen 14 aylık dönemde dolar kuru 8,30’dan 18,60’a, resmi tüketici enflasyonu ise yüzde 19’dan yüzde 85’e yükseldi. Üretici enflasyonu ise Ekim’de yüzde 157’yi görerek rekor kırdı. Ancak faiz oranı tek haneli rakamlara düşürülmesine rağmen dolar kuru tersine çevrilemedi. Döviz kuru seviyesi 18,50-18,70 bandında kaldı.
“Hükümet kur artışına müsamaha göstermiyor”
DW Türkçe’ye konuşan Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Cihan Bolgün, ekonomi yönetiminin son bir yıldır “yarı katı” sermaye kontrolleri ile doların belli bir seviyenin üzerine çıkmasını engellediğine dikkat çekiyor.
“Arka kapı” sistemiyle satılan yaklaşık 100 milyar dolarlık TCMB rezervinin kurda tutunmada büyük etkisi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Bolgün, “Hükümetin seçim varken kur artışına tahammülü yok. Çünkü kurdaki artış enflasyon başta olmak üzere tüm dinamiği bozuyor” diyor.
“Dolar kuru 20-21 TL olmalı”
Alınan tüm tedbirler nedeniyle seçime kadar olan 5 aylık dönemde dolar kurunda büyük dalgalanmalar beklemediğini belirten Bolgün’e göre, 20-21 TL bandında bir dolar kuruna izin verilmesi gerekiyor. Seçim, cari açık sorununa karşı.
Seçim sonrası iktidar değişikliği durumunda ekonomi politikalarında ciddi bir dönüşüm beklentisi olduğuna işaret eden Bolgün, “Ekonomi politikasında köklü bir değişiklik olması durumunda mevcut yüzde 9 olan TCMB faizini yükseltmekle karşı karşıya kalabiliriz. Yüzde 30’un üzerinde. Bu da ister istemez dolar kuruna yol açıyor. Dahil olmak üzere tüm parametreleri değiştirecek.”